Kan sayımlarınızda saptanan beyaz küre (nötrofil) değerinin 1000/mm3 olması durumuna nötropeni adı verilir. Eğer bu sayı 500/mm3 civarında ise bu durum mutlak nötropeni olarak adlandırılır. Nötrofil sayısının düşük olması sizi enfeksiyonlara karşı korunmasız bırakır. Bu durumda hekiminiz bazı önlemlere uymanızı isteyecektir. Bu önlemler, dışarıdan gelebilecek enfeksiyon riskinizi azaltacaktır.
Ancak unutulmaması gereken önemli bir husus daha vardır. Beyaz küreler, vücudumuzun doğal ortamında bulunan ve vücut direncinin yüksek olduğu dönemde hastalık yapmayan mikroplara karşı da savunma sağlar. Nötropeni sırasında fırsatçı enfeksiyonlar adı verilen mikroorganizmalar aracılığıyla da enfeksiyon gelişebilir.
Hastalığınız sırasında bazen ateşiniz olabilir. Nötropenik dönemde kotuk altı veya ağızdan ölçülen ateşin bir saat süre ile 38 veya tek ölçümde 38.5 C üzerine çıkması durumuna febril nötropeni adı verilir.
Ateşinizi takip etmeniz önemlidir. Ateş enfeksiyon başlangıcının ilk, bazen de tek belirtisi olabilir. Nötropenik dönemde ateş dışında,
- boğaz ağrısı,
- öksürük,
- nefes darlığı,
- burun akıntısı,
- idrar yanması,
- titreme,
- kateter bölgesinde ağrı,
- hassasiyet,
- kızarıklık
gibi bulgular enfeksiyonun diğer belirtilerindendir.
Bu durumda, koruyucu önlemler alınarak hekiminizin uygun göreceği geniş etkinlik alanı olan bir antibiyotik başlanır. Hastaneye yatırılmanız gerekebilir. Enfeksiyon odağının araştırılması için akciğer grafisi,idrar tahlili ve kan kültürleri ilk yapılması gereken testlerdendir. Hekiminiz gerekli gördüğü hallerde ileri tetkikler isteyebilir. Ateşli ve nötropenik dönemde Enfeksiyon Hastalıkları uzmanının görüşü alınmalıdır.
Febril nötropenide yapılması gereken bazı önlemler şunlardır;
- Ateş bir saat süre ile 38 veya tek ölçümde 38.5 C üzerine çıkarsa uygun kan örneklerinin alınması,
- Koruyucu izolasyon (ziyaret yasağı),
- Günlük deri temizliği (uygun durumdaki hastalarda her gün ılık duş ya da ıslak sabunlu bezle vücut temizliği),
- Trombositopenik olmayan hastalarda tırnakların düz kesilmesi. (uzun tırnaklar mikropların yerleşip üremeleri için uygun ortamlardır),
- Düzenli ağız bakımı (gargara/yumuşak bir fırça ile),
- Düzenli kateter bakımı,
- Sağlık personeli ve ziyaretçilerin hasta yanına girmeden önce ellerini yıkamaları
- Hastaya temas etmeden önce galoş, maske gibi koruyucu önlemlerin alınması,
- Dışardan gelen yiyeceklerin nötropenik diyete uygun olması,
- Giyeceklerin temiz olması.
başa dön
Kanda bulunan ve pıhtılaşmayı sağlayan şekilli elemanlara kan pulcukları(trombosit) adı verilir. Kan pulcuklarının sayıca azalmasına ise, trombositopeni denilir. Doktorunuz kan sayımı takipleriniz sırasında bu duruma karşı sizi uyaracaktır. Trombosit sayımının kabaca 150.000/mm3 altında olması durumunda trombositopeniden söz edilebilir. Bu durumda trombosit işlevleri eğer yeterli ise kanama riski yoktur. 10.000-20.000 arasındaki değerlerde ise küçük travmalar sonucu kanama olabilir. Daha düşük değerlerde ise kendiliğinden ve ciddi kanamalar görülebilir.
Trombosit sayımının düşüklüğü durumunda;
- Gereksiz invaziv işlemlerden kaçınılması ,
- Çarpma ve düşmelerden sakınılması,
- Kas içine injeksiyon yapılmaması,
- Kabızlığın önlenmesi,
- Yumuşak diş fırçası kullanılması,
- Trombosit sayısı çok düşükse, diş fırçası kullanılmaması, ağızın uygun biçimde çalkalanarak temizlenmesi,
- Traş için elektrikli makine kullanılması,
- Ağrı kesici, aspirin, novaljin gibi ilaçların kontrolsüz ve hekime danışılmadan kullanılmaması,
- Ağır eşya kaldırılmaması,
- Kesici alet (bıçak vb) ile iş yapılmamalı ve bu aletler kullanılmamalıdır.
Trombositopeni sırasında,
- Morarmalar,
- Küçük kesik ve sıyrıklardan sonra kanamalar,
- Diş eti ve burun kanamaları,
- Ciltte peteşi adı verilen kırmızı küçük lekeler,
- Başağrısı,
- Dışkı ya da idrarda kanamalar,
- Bazen de iç kanamalar
görülebilir. Hekiminiz trombosit sayısına göre size trombosit süspansiyonu verilmesini önerebilir. Bu değer pekçok merkezde 10.000/mm3 civarındadır.
başa dön
|